Bu üründen 132 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 10,00 TL | |
Günümüzün genel eğitiminde göz ardı edilse de coğrafya bilgisi, genç-yaşlı her fert için hayatîdir. Bu ilme vâkıf olan kişi yahut devlet, yaşadığı toprakları çok iyi tanır ve her türlü tedbirini ona göre alır. Askerî boyut düşünülünce konunun önemi kat kat artar. Meselâ eski devirlere gidersek; sefere hangi mevsimde çıkılacağı, güzergâhtaki arazi durumu, nehirlerin özellikleri, ormanlık alanlar vb. harekâtın selameti için bilmek şart olan hususlardır. Biz, tarihi referans alsak da bugün için de aynısı geçerli.
Dünya iklimi bin yıllar içinde çok çeşitli evrelerden geçmiş. Bazen yüzyıllar süren kuraklıklar olmuş, bazen soğuk mevsimler hükmetmiş. İnsanoğlu ise nerede yaşadığı fark etmeksizin tabiat şartlarına ayak uydurmak zorunda kalmış.
Kendi yiyecek bulamamış veya sürüsü aç kalmış, daha verimli topraklara göç etmiş. Bu göçler bazen binlerce kilometre boyunca ve asırlarca devam etmiş. Güçlü olan, ötekini daha ötelere atmış; kavimler gidip yerini ülkeler ve halklar almış.
Bir yanardağ patlamış, o sene yaz mevsimi yaşanmamış. Nice büyük ordular, şiddetli yağmura, kara tutulup balçığa saplanmış. Kimi geri çekilebilirken kimi, ava çıktığı hâlde avlanmış. Dünyanın bir ucunda taşan nehir, öbür ucunda veba olup ölüm saçmış. Velhasıl, medeniyetler doğurup medeniyetler yok eden bir sebep olmuş iklim.
Bu sayımızda, iklim şartlarının tarihin seyrine etkisine dair bütün dünya eksenli genel bir panorama çizmeye çalıştık. “Coğrafya kaderdir” sözünden öte, coğrafyayı çok iyi öğrenip/öğretip hayatımızda ona ciddî manada yer vermeli, ânımızı ve geleceğimizi, işin zahirî ve batınî boyutuyla bir bütün olarak değerlendirmeli.
Tedbirin de takdir-i ilahiden bir parça olduğunu unutmadan, istifadeli okumalar diler, Berât Kandili’nizi ve Ramazan-ı Şerif ’inizi şimdiden tebrik ederiz.