Bu üründen 179 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 5,00 TL | |
Günümüz ticarî hayatının vazgeçilmezi fuarlar, bugüne nazaran geçmişte daha umumî ve ihtişamlı halde tertip edilmekteydi. Küresel sermayenin boy göstermeye başladığı 19. yüzyıl aynı zamanda bu ihtişamlı dünya fuarlarına da ev sahipliği yaptı. Batılı devletlerin dünya fuarlarını tertip etmekteki asıl gayesi, bir yandan ürettiği ürünleri ihraç etmek iken, öte yandan diğer kültürlere ait bilgi ve birikimi yakından görerek ithal etmekti. Ve bu minvalde Batı, Doğu’nun zenginlikleri üzerine medeniyetini inşâ etmeye yönelik faaliyetlerine hız verdi.
Osmanlılar da dünya fuarlarına katılmayı ihmal etmemişti. Osmanlı açısından bu uluslararası fuarlar, bir manada devletin Batı’ya açılan tanıtım kapılarıydı. Zira Anadolu coğrafyasının kendine has ürünleri fuarlarda birçok beğeni ve ödüle layıkgörüldü. 1851-1900 yılları arasını kapsayan ve dünya sergileri devri olarak isimlendirilen bu dönemin arka planını ve fuarlardaki Osmanlı temsiliyetini Tunahan Kanıcı sizler için yazdı.
Saat kuleleriyle bezeli Osmanlı coğrafyasında güzel bir numune Nablus Saat Kulesi’ni Faruk Çınar, İstanbul’un fethine şahit olan şehir Üsküdar’ı Tuna Ser, diyar diyar dolaşıp İslâm’ın yayılmasına hizmet eden Seyyid Ali Hemedânî (k.s.) Hazretleri’ni Hasan Nazır, Osmanlı’nın hayırsever ümera ve ulemasını Doç. Dr. Ahmet Köç kaleme aldı.
Ayrıca nezih medeniyetimizin önemli mekânlarından hamam ve kültürünü, Rumeli kültür denizimizden bir damlayı, sadece ismi kalan Kırkçeşme yazılarını da okumayı ihmal etmeyin.
Sizin okuma serüveninize dâhil olalı 10 yıl oldu. 11. yılımızdan gün almaya başladığımız bu günlerde birlikte daha nice sayılarda buluşmak temennisiyle...