Bu üründen 182 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 5,00 TL | |
Usul, çare, vasıta, üslup, esas, maksat... “Yol” kelimesine lugatlerin verdiği manalardan birkaçı olan bu ifadeler, ilimle doğrudan alâkalı ve iki kelime arasındaki sıkı irtibata işaret ediyor.
Bu sayımızın kapak dosyasını, genellikle ticarî bir yol olarak bilinen İpek Yolu’nun esasında nasıl bir ilim yolu olduğu konusuna ayırdık. Veysel Sekmen, kadim yolda ilk adımları; Kemal Erkan, İpek Yolu’ndaki ilim yolculuklarını; Prof. Dr. Mehmet Erdem, İslâmiyet’in yayılmasında İpek Yolu’nun rolünü; Doç. Dr. Zeynep Aycibin, İpek Yolu’nda Osmanlı fütuhatını yazdılar.
Sultan İkinci Abdülhamid devrine ait yazılardan biri, sultanın İttihad-ı İslâm fikrinin ne olmadığı üzerinde duruyor. Bir diğerinde, padişahın en sevdiği suluboya övgüsüne mazhar olan tablolara imza atmış saray ressamı Zonaro’ya dair hazırladığı kitap vesilesiyle Prof. Dr. Fatma Ürekli’yle yaptığımız sohbet yer alıyor. Saray için gül yetiştirilen Çavuşbaşı Çiftliği de o devrin bir başka cihetini gösteriyor. Kayıhan Çağlar’la Napolyon’un Akkâ’da uğradığı hezimeti tekrar hatırlarken Mehmet Tütüncü, Filistin toprağında yine Akkâ’ya yakın bir mevkide Müslüman topraklarının nasıl gasp edildiğini anlatıyor.
Kendisine ne zaman muhtaç olacağımızı bilemediğimiz ilme daha çok sarılmak adına, gelecek sayımızda buluşmak üzere...