Bu üründen 132 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 5,00 TL | |
Dünya tarihinde, insanlığa en acımasız yıllarından dördünü yaşatan Birinci Dünya Savaşı’nın üzerinden bir asır geçti. Devlet ve millet olarak üç kıtada dört yıl boyunca verdiğimiz mücadelelerde gösterilen fedakârlıklar ve kahramanlıklar bu sayfalara sığmaz. Maalesef aynı şekilde tamahkârlıklar, ihanetler, sansürler, şahsî menfaatler, cahillikler, fâtih olma hülyalarıyla göz göre göre ölüme gönderilen erler ve daha pek çok hadiseye de sahne olmuştur bu dört yıl.
Sarıkamış harekâtı, on kadar büyük cepheden birisi olan ve dört yıl boyunca 600; bin kadar şehit verdiğimiz Kafkas Cephesi’ndeki 15; günlük bir harekâttır. Hal böyleyken, meseleyi “kaç şehit var” noktasında istatistikî bir tartışmadan çıkarıp daha farklı noktalara odaklanmak gerekiyor. “Neden ve niçin, kimler adına, netice ne oldu, günümüze yansıyan yüzü ve halk üzerinde bıraktığı tesirler nasıldır” gibi sorulardır aslında zihinlerde olması gereken.
Bundan yüz bir yıl önce, 1914; Aralık’ında Sarıkamış’ta uğradığımız yenilgiden sonra bir “gâzi sancağımız”ı da ele geçiren Ruslar kolaylıkla ilerlediler ve Erzurum’a girdiler. Orada, şeref timsali alay sancaklarımızdan 9’unu birden bir depoda bulunca herhalde onlar da çok şaşırmışlardır. Ruslar için bu sancaklar en büyük ganimetti; belki Erzurum’u ele geçirmelerinden bile öteydi. Nitekim sancaklarımızı müthiş bir propaganda malzemesi yaptılar, sokaklarında gezdirip mektep çocuklarına teşhir ettiler. Sarıkamış’ta ele geçirdikleri sancağımızı ise, hâlâ devlet müzelerinde sergiliyorlar. Bu esir sancağımızın hikâyesine, dergimizde ilk defa Doç. Dr. Tuncay Öğün tercümanlık yaptı bu ay. Harp Mecmuası’ndan iktibas ettiğimiz bir makale ise, sancağın neden namusumuz olduğunu açıklıyor.
Bursa’nın muhteşem eseri Ulu Cami’de tesis edilen güzide kütüphaneyi, Özlem Atike Kadah; Doğunun siyah çekirdeği kahvenin Avrupa macerasını, Veysel Sekmen; Mısır’dan başlayıp Fas’a ve oradan İspanya’ya uzanan toprakların, yani Mağrib’in efendileri Murabıtları Enes Erdoğan; Selçuklular devrinde Konya’da bir ilim yuvası Sadreddin Konevî kütüphanesini, Konya Bölge Yazma Eserler Müdürü Bekir Şahin kaleme aldılar. Tecrübe Konuşuyor bölümünde bu ay çocukluğu 50;’li yıllarda geçmiş, Ömer Nasuhi Bilmen ile de akrabalığı olan Prof. Dr. Hulusi Yavuz var.
Gelecek sayımızda buluşmak üzere.