Bu üründen 112 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 5,00 TL | |
Cezayir katliamı, Fransa için tarihten silinmeyecek bir utanç tablosudur… Hak tanımazlık ve açgözlülükle binlerce insanın katli ve milyonlarcasının tehcire zorlanması suni gündemin ötesinde, dünya için bir kara lekedir. Bugün, bir bardak suda koparılan fırtınalar, o zamanların haykırışlarının hürriyet naralarıyla bastırıldığı gerçeğini unutturmamıştır.
1830;’dan, 1962;’de bağımsızlığını kazanana kadar Cezayir’in tarihinde hürriyet ülkesi (!) Fransa’nın soykırım ve katliamları vardır. Tarih öncesinde, insanların aslanlara parçalattırıldığı arenalar yerine modern silahlarla, gözleri ve kulakları kapalı büyük yığınların izlediği yeni bir arena vardı…
Bu ay, Fransa’nın Cezayir’de gerçekleştirdiği büyük katliamın 70;. senesine girdik. Bugünün Cezayirlileri Fransa’dan en azından bir özür bekliyorlar. Minnetle andıkları üç asrı aşan huzurlu ve adil idareyi de bağımsızlık dönemi olarak adlandırıyorlar. Bizim sokaklarımızda hâlâ Cezayir marşı çalınır. “Yol göründü ey gaziler”in coşkusu devam eder. Ama bu, eski bir hatıra ve marş değil, yüreklerdeki Cezayir sevgisi ve Cezayirde’ki Osmanlı huzurunun simgesidir aynı zamanda.
Bu sayımızda, Tarihçi-Yazar Harun Tuncer, Tarihçi-Yazar Kemal Erkan ve Osmanlı Arşivi’nden Kasım Hızlı Cezayir’de yaşananlara ve Türkiye’nin bugüne kadarki tepkisine mercek tutuyor. Titanik’in batışının 103;. senesinde geç kalarak gemiye binemeyen ve bu sayede hayatı kurtulan bir Osmanlı paşasını İlker Süleyman Doğan; Afrika’nın cömertlik simgesi Kanku Musa’yı Ahmed Pak; Selçuklu tıp eğitimi ve merkezlerini Emrah Çelik; Osmanlı’da sadrazamlık müessesesini Yrd. Doç. Dr. Raşit Gündoğdu Yedikıta okuyucuları için kaleme aldı. Bu ay, Tecrübe Konuşuyor bölümünde ise denizcilik tarihi uzmanı Prof. Dr. İdris Bostan akademik ve araştırmacı yönünü bizimle paylaştı.
Regaib Kandilinizi tebrik eder, gelecek sayımızda buluşmayı dileriz.