Bu üründen 37 adet satılmıştır.

197. Sayı // SAYI: 197 (Ocak 2025)

Dergi: Yedikıta Fiyat: 20,00 TL

Âdemoğlunun tarih sahnesindeki yerini almasıyla ilgili çok çeşitli rivayetler, muhtelif rakamlar verilse de bu sahnenin Mekke-i Mükerreme olduğu hakikattir. Nasıl ki Âdem Aleyhisselâm, insanlığın babasıysa Bekke-i Mübareke de şehirlerin anası ve insanlık tarihinin kalbidir.

Mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerîm, geçmiş peygamberlerden ve kavimlerinden de haberler verir. Bunlar, aynı zamanda tarihî bilgilerdir ki yukarıdaki sözlerimizin de temel kaynağını teşkil eder. Diğer taraftan, tamamen tahrif edilmiş olsalar da muharref Tevrat’ta ve Zebur nüshalarında, sadece tarihî malumat noktasında, kırıntı kabilinden doğru bilgilere rastlanabilir. İşte bunlardan biri de Mekke-i Mükerreme’nin “Bekke” şeklinde geçen ismidir. Keza, aynı yerde zikredilen “su kaynağı” da Zemzem-i Şerif ’ten başkası değildir.

Hangi konu olursa olsun, sadece modernitenin peşinde koşanlar, bilimsel(!) akıl tutulması yaşayanlar, odaklarının dışına çıkamamakta, âlemi aydınlatan bârika-i hakikati dahi görememekteler. Sümer tabletlerinin yazıldığı devirde de insanları, tevhid inancına çağıran peygamberler bulunduğunu idrak edemiyorlar. Petra antik kentini, Ebrehe’nin San‘â’sı gibi göstermek istiyorlar. Neyse ki Kâbe-i Muazzama ve Mekke-i Mükerreme’nin mazisi, onların da inkâr edemeyeceği kaynaklarla da sabit.

“Kendisinde ekin bitmeyen vadi” iken âlemler sultanına beşiklik eden bu emin beldenin; Âdem Aleyhisselâm’dan Peygamber Efendimiz’e kadarki tarihini, fethinin 1394. yılında kapağımıza taşıdık.

İstifadeler diler, üç aylarınızı ve Regaib Kandili’nizi tebrik ederiz.