Bu üründen 136 adet satılmıştır.
Dergi: İnsan ve Hayat | Fiyat: 10,00 TL | |
Hasret
Bazı zamanlar vardır ki o anı yaşarken bile, özlemeye başlarsınız. Az sonra bitecektir yaşanan şey, ancak siz onu, tekrar tekrar yaşamak istemektesinizdir.
Mesela Kabe-i Muazzama’yı ziyaret etmek nasip olmuştur. Son ziyaretinizin akabinde mataf alanından çıkarken dönüp dönüp bakarsınız. Az sonra özlemeye başlayacağınızı bilirsiniz.
Çantası elinde gurbete çıkan bir genci düşünün. Ayakları gitmektedir ama kalbi bir türlü geride bıraktıklarının yanından ayrılmak istememektedir.
İnsanın yaşı her yıl ilerler. Kendi hayatı içinde göz göre göre yaşlanmaktadır. Ama zihninde o, hep yirmili yaşlardadır.
Soğuk kış günlerinden sonra önce bahar, arkasından yaz gelir. Sonbahar geldiğinde ise insanın ayakları geri geri gitmeye başlamıştır. Kışı, ayrılığı, yaşlanmayı istemez insan, kabul edemediği için de kalbi hep baharda, gençlikte ve muhabbet duyduğu yerlerdedir.
Ağaçlar yeşerir, meyveler olgunlaşır, hasatlar yapılır…
Bu ay kapak konusu olarak çalıştığımız incir meyvesini düşünün. Taze inciri dalından koparıp yerken, birini bitirmeden diğerini gözleriniz arar.
Evliya Çelebi’nin dediği gibi “yiyene bıkkınlık vermez, insan ölünceye kadar yiyesi gelir.” Şunu da bilmektesinizdir, “Yararlı bir cennet meyvesi olan incirin ter ü tazesi bir saat mesafeye gidemez.” Bu düşünceden sonra daha yerken incirin hasretini çekmeye başlamışsınızdır.
“İncirin Kalbi Aydın” dosya yazılarını okurken, yaşarken çok keyif aldığınız şeyleri düşünün. Dünya hayatı, insana sonsuz mutluluğu vermiyor değil mi?
İnciri kurutur dolabınıza koyar ve zaman zaman çıkarıp yersiniz. Tazesi gibi olmasa da hasretinizi dindirir. Bunun yanında yanından ayrılmak istemediğiniz eş dost, aile ziyaretlerinde fotoğraflar çeker, videolar yaparsınız. Özledikçe onlara bakarsınız.
Dosya konusunun yanında SÜZGEÇ olarak “Hatırası Burun Sızlatan Şehir Mimarisi ve Mahalle Kültürümüz” yazısını
bulacaksınız. Eskinin şehir yapılaşması ve o yapılaşmanın ortaya çıkardığı mahalle kültürüne şimdiden bakınca, burun sızlamaması elde değil.
Bunun yanında “Yokluktan Ne Hale Geldi, Karadeniz Mutfağı”, “Kalori, Kendini Anlat Bakalım”, “Boşlukta Sallanan Hayaller” ve “Her Şey Yüzünden Okunuyor” gibi birbirinden değerli yazılar var.
“Olmuşu Tahlil Etmek mi, Olacağı Tahmin Etmek mi Zordur?” kapak cümlesiyle yine dolu dolu bir Genç Hayat eki var elinizde. Hikayesi, denemesi ve şiiri ile keyifli okumalar diliyoruz…
Hasretinize tercüman olan yeni sayılarımızda buluşmak dileği ile…