Bu üründen 102 adet satılmıştır.
Dergi: İnsan ve Hayat | Fiyat: 5,00 TL | |
Isparta’nın gül suyu, gül kremi, gül kolonyası ve gül lokumunu görünce ‘gül şehri’ Isparta’ya olan merakımız daha da derinleşti. Gülü bahçesinde toplanırken, imbikten süzülürken, suyu ve yağı çıkarılırken görmek için düştük gül kokusunun peşine.
“Yâr içün ağyâre minnet ittiğüm ayp eyleme Bağbân, bir gül içün bin hâre hizmetkâr olur” (Fuzûlî)
Sevdiğim için her şeye katlandığımı yadırgama, zira bahçıvan bile bir gül yetiştirmek için binlerce dikene hizmetkâr olur, sıkıntılara katlanır, diyerek güle verilen emeği ve ehemmiyeti dile getirir meşhur Divan şairimiz Fuzulî.
Gül; güzelliği, bahçesi, bülbülü, dikeni, kokusuyla kültür ve sanat dünyamızın her sahasında yer bulmuştur kendisine. Hepsinden öte, Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), gülü sevdiği için ayrı bir mana taşır; zamanla onun ve ona olan muhabbetin sembolü olur. Medîne-i Münevvere’deki kandillerde asırlarca gül yağı yakılmış; bu mukaddes beldelere Rumeli’de yetiştirilen güllerin kokusu yayılmıştır. Osmanlı sonrasında gülcülüğü de getirir Anadolu’ya Rumeli göçmenleri.
Müftüzâde İsmail Efendi tarafından 1888;’de Isparta’da başlatılan gülcülük, günümüzde sektörleşerek bir dünya markası haline gelmiştir. Bununla birlikte, günümüzde bu sektörün de, her sektörde olduğu gibi, sıkıntıları, beklentileri var. Ömer Demir ve Ümit Yüksel Isparta gülü dosyasını hazırlarken gülü dalında gördüler; gül yetiştiricileri,
önde gelen kuruluşların uzmanlarıyla görüştüler, imalathaneleri gezdiler. Isparta gülünün tarihini de R. Ruveyda Okumuş kaleme aldı.
Firmaların koku hafızasını nasıl kullandıklarını Adem Serdaroğlu; geçmişten günümüze sünnet merasimlerini Kadir Dikişçi; Nasreddin Hoca’nın bilinmeyen yönünü Mehmet Dervişoğlu; teknolojinin çarpıtılmasını Adem İpek’in kaleminden okuyacağız. Röportaj bölümünde Faruk Mehmet Yılmaz, profesyonel dalgıç Mustafa Vural’la su altı dünyasını konuştu.
İnsana ve hayata değer katmak ve gelecek ay buluşmak dileğiyle...